top of page
Ara

TEK BİR BİTKİ ÜÇ FARKLI ÇAY: SİYAH/YEŞİL/BEYAZ ÇAY

  • Yazarın fotoğrafı: Diyetisyen Ceren Filiz
    Diyetisyen Ceren Filiz
  • 23 Kas 2020
  • 4 dakikada okunur

Dünyada sudan sonra tüketilen ikinci içecek olan çay, Camelia SINENSIS adlı bitkinin yaprak ve tomurcuklarından elde edilir. Çin tarihi ve kültüründe önemli yeri bulunan, klasik Çin tıbbının imparatorlarından Kızıl İmparator olarak anılan Shen Nung’un; çayı ilk defa M.Ö. 2737 yılında, kaynayan suya çay yapraklarının düşmesi sonucu, tesadüfen bulduğu ifade edilir. Düşen yaprakların kaynayan suda oluşturduğu farklı renkteki karışımın aroması ve tadı beğenilmiş, önce Çin’e, oradan da tüm dünyaya çay kültürü yayılmıştır.

Anadoluya ulaşması ise İpekyolu güzergahında bulunmasından dolayı Avrupadan daha önceye dayanır. Kayıtlı verilere göre 1888 yılında Türkiye’de çay bitkisinin üretilmesine yönelik ilk adımlar atılmıştır.

Dünyanın her yerinde çay kültürü çok farklıdır. Hintliler çayı süt ve şekerle, Kuzey Afrikalılar taze nane ile tatlandırır. Fransız kültüründe ise çay, uzun süre demlenmeden, ince porselen bir fincanda ikram edilir. Hafif içimli bir çayın yanında küçük bir çikolata, krokan veya pralin ile ikram edilir. Rusya’da her öğün çay içilmesi bir gelenektir. Ruslar çaylarını semaverde demlerler, beyazlatılmamış şeker ve limon suyu ilave ederek içerler. Hintliler sayesinde çay ile tanışan İngilizler ise ikindi vakti dostlarıyla birlikte ‘’beş çayı’’ adını verdikleri güzel vakit geçirme, hoş sohbet şeklinde konukseverliğin simgesi olarak uygulamışlar ve tüm dünyaya sunmuşlardır. Moğollar ise çaya biraz yağ bir tutam tuz, biraz un ya da darı ekler, özellikle dilim dilim edilip bir hafta açık havada kurutulmuş kuzu etini çayın içine atıp içerek, soğuk iklim koşullarına ve göçebe hayata karşı güç ve enerji kazanacaklarına inanırlardı.

Antik Çin’de ise içecekten çok ilaç olarak yorumlanırdı. Yapraklar buhardan geçirilip, havanda ezildikten sonra bir kapta toplanır. Çin kültüründe çay, içine pirinç, zencefil, tuz, portakal kabuğu, baharat, süt ve isteğe göre soğan katılarak kaynatılırdı. Çinliler çayı küçük bardakta soğumadan tüketirlerdi. Bardağın aynı zamanda geniş ağızlı olması içindeki çayı görerek onları manevi bir tatmine ulaştırması açısından oldukça önemliydi. Çin’den Japonya ya sıçrayan çay kültüründe ise haz almak için değil iç dünyaya ilişkin bir ritüel olarak kabul edilirdi. Japonya’da Sadou(Chadou) adı verilen bu çay seremonisinde çay içilirken bulunulan ortam, edilen sohbet, çayın kokusu ve verdiği his önem taşırdı. Çayın özellikle belirli bir sıcaklığa kadar düşmesi beklenilir ve öyle tüketilirdi.


Peki biz çayı nasıl tüketmeli/demlemeliyiz?

Çayı demleyeceğiniz suyu kaynadıktan sonra sıcaklığı yaklaşık 80 dereceye düşene kadar bekletmelisiniz. Ya da suyu dereceli ketıllar yardımıyla 80 derece olarak ısıtabilirsin. Bitkinin üzerine suyu ilave ederek 3-5 dk bekletmelisiniz. Burda önemli olan nokta bardakta olsa, demlikte olsa; çayın içindeki uçucu bileşenleri kaybetmemek amacıyla üzerinin bir kapak yardımıyla kapatılmasıdır. Çayı bu şekilde 3-5 dk demledikten sonra size huzur veren o dingin köşenize çekilin. Küçük yudumlar halinde çayın tadına, aromasına, kokusuna vararak; iç dünyanızda bir gezintiye çıkın. Burada Japonların Sadou çay seremonisinde olduğu gibi çaya içecek olarak değil de dinginlik noktası olarak bakmakta fayda var. Ayrıca çayın içerisindeki tanenler demir emilimini engellediği için yemekten 1-1,5 saat sonra tüketilmelidir.

Demleme mi olsun, sallama mı?

Açıkta satılan, uzun süreli depolanmış, üretim ve saklama koşulları paketin üzerinde yer almayan bitki çaylarından uzak durun. Markette satılan, markası güvenilir poşet çaylarda tüketilebilirdir.


Hepsi aynı bitki ise nedir bu farklılık?

Yeşil/beyaz/siyah çay arasındaki temel farklılık oksidasyon derecesi

Yeşil/Siyah/beyaz çay aynı bitkinin işleme yöntemlerinin farklılığı sonucu oluşur. Siyah çay hızlı bir oksitlenme sonucunda bitki yapraklarının kararıp kurutularak kafein ve tanen oluşumunun gerçekleştiği fermente bir türdür. Güçlü aromasının yanında antioksidan özelliği en fakir olanda siyah çaydır. İçerisindeki fazla kafeinden dolayı günlük 3-5 fincandan fazla siyah çay içmemekte fayda var.

Yeşil çay, çay yaprakların az miktarda oksidasyona uğraması ile elde edilir. Bu sayede siyah çaya göre daha yüksek antioksidan daha düşük kafein oranına sahip olur. Günlük tüketimi 2 fincanı geçmemelidir.

Beyaz çay ise oksidasyon işlemine uğramaz. Bu sayede doğal antioksidan kapasitesi korunarak yüksek antioksidan-düşük kafein içeren bir çay meydana gelir. Öyle ki en yüksek düzeyde antioksidan içeren çay türü olarak bilinir. Beyaz çaya açık gri rengini veren tomurcukların gümüş rengi tüylerle kaplı olmasıdır. Beyaz çay demi, açık sarı renklidir ve yeşil çaya özgü çimensi aromanın dışında hafif tatlı bir aroması vardır. Günlük tüketimi 2 fincanı aşmamalıdır.


Yeşil/beyaz/siyah çayın faydaları nelerdir ve zayıflamaya etkisi var mıdır?

Çay türlerinin içerisinde polifenoller çok önemli yer tutarlar. Yeşilçayda bulunan kateşinler ve özellikle epigallokateşingallat antioksidan özellik göstererek vücudu DNA ya zarar veren ve yaşlanma sürecini hızlandıran serbest radikallerin etkilerinden korur. Antibakteriyel, antiviral özelliklerinin yanında kolesterol düşürücü etkisi bulunmaktadır. Kronik hastalıkların temelinde yattığı bilinen oksidatif stresi önlemeye yardımcı olur. Yapılan bir fare deneyine göre yeşilçay diyabetik farelerde kan şekerini düşürmüştür.Yeşilçay ve siyahçayın ateroskleroz u önlediği de bilinir. Beyaz çayda bulunan flavonoidler, kanser hücrelerinin büyümesini engeller ve yenilerinin oluşmasını da önleyici etkiye sahiptir. Bunların yanı sıra beyaz çayın, dişleri daha güçlü ve sağlıklı yapan az miktarda florid ve diğer besin elementlerini içerdiği, kan basıncını düşürdüğü, kalbi koruduğu, kemikleri güçlendirdiği ve metabolizmayı hızlandırdığı bilinmektedir.

Metabolizma hızlandırıcı etkisi ile birlikte kilo verme sürecine pozitif etki sağlayan yeşil-beyaz çaydan diğer çaylarda da olduğu gibi mucizevi etkiler beklenmemelidir. Tek başına hiçbir çayın zayıflamaya etkisi bulunmaz. Zayıflama sürecinde yardımcı olarak günlük 2 fincanı geçmeyecek şekilde yeşil-beyaz çay tüketilebilir.


Günlük su içmek yerine çok çay içiyorum diyenlerden misiniz?

Bu oldukça yanlış bir yaklaşımdır. Gün içerisinde tüketilen çay ve kahve diüretik etkisinden dolayı vücudunuzdan su atılımını hızlandıracaktır. Yani içtiğiniz çay ve kahve ile birlikte vücudunuza su kazandırmaktan ziyade su kaybettireceksiniz. Kilonuz başına 30 ml sizin günlük su ihtiyacınızı oluşturur. Ekstra üzerine içtiğiniz her çay ve kahve miktarınca su içmeniz vücudunuz için en doğru yaklaşım olacaktır. Bir diğer seçenek idrar renginizden su ihtiyacınızı anlamaktır. İdrar renginiz açık sarı renk ise içtiğiniz su miktarı yeterlidir. Doğru yoldasınız!




Üstün, Çağatay, and Nuray Demirci. "Çay Bitkisinin (Camellia Sınensıs L.) Tarihsel Gelişimi ve Tıbbi Açıdan Değerlendirilmesi." Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi 3.3 (2013): 5-12.

 
 
 

コメント


©2018 by Unique Life

bottom of page